Harzem Özger Hakkında
Yenilenen web sitem için kendimi tanıtma yazısı hazırlamaya başladığımda aklıma ilk gelen şu soru oldu:
- “Ben kimim?”.
Bugüne kadar hazırladığım özgeçmişler, kimlik bilgilerimi, eğitim durumumu, bilimsel özelliklerimi içeriyordu. Ancak kim olduğum sorusunu kendime sorduğumda aldığım cevap, bu bilgilerden çok daha farklı, çeşitli ve renkliydi. Ben de kendimi tanıtma yazısını bu cevaba dayanarak yazmaya karar verdim.
Subay bir baba ve öğretmen bir annenin ilk çocuğu olarak 7 Ocak 1955’te Trabzon'da doğdum. Beş yaşında ayrıldığım Trabzon'u seneler sonra, üniversite öğrencisi iken tekrar gördüm. Ancak aile büyüklerimiz, orada olmasalar da gerçek Karadeniz adetlerini uzun yıllar yaşatmaya devam ettiler ve ben de bu eğitim ve öğretimden payımı aldım.
Asker ailelerinin tümü gibi biz de uzun yıllar ülkemizin değişik yörelerini dolaştık. İlkokulun 1., 2. ve 3. sınıflarını aynı sınıfta bir arada okudum; 4. sınıfın ilk, 5. sınıfın 2. yarısında ise sınıf öğretmenim yoktu. Çok okuyan bir anne - babanın çocuğu idim ve bu da eğitimime hep olumlu yansıdı. Eğirdir de başladığım ilkokulu Demirköy Merkez İlkokulu’nda bitirdim.
Bir gün postadan beyaz kaplı, kalınca bir kitap çıktı. İstanbul'dan teyzem göndermişti ve üstünde "kolejlere giriş için test soruları" gibi bir şey yazıyordu. Kolej ve test kelimelerini ilk kez o zaman duydum. Tabiata, hayvanlara ve bitkilere kendimi bildim bileli çok ilgi duymaktaydım. Bu nedenle, “Resimli Bilgi” isimli dergiye abone idim. Yayın tarihinden 1 ay sonra ulaşsa da dört gözle bekler ve defalarca okurdum. Oradan edindiğim bilgiler ve gelen test kitabının desteği ile 1967 yılında İstanbul Erkek Lisesi sınavını kazandım ve 7 yıl sürecek yatılı okul eğitimim başladı.
Hayatımı en fazla etkileyen ve şekillendiren bölümün, İstanbul Erkek Lisesi, oradaki Türk ve Alman öğretmenlerim, gerçek ve değişmez dostluğu paylaştığım arkadaşlarım ve yatılı hayat olduğunu düşünüyorum. Doğru ve güçlü bilgi ile altı doldurulmamış davranışların geçersizliğini, sorumluluk bilincini, üstlenilen görevin en iyi şekilde yerine getirilmesi gerektiğini, başarıda akılla yönetilen hırsın önemini ve değişen şartlara rağmen her zaman ayakların üzerinde kalma gayretini, orada geçirdiğim eğitim ve öğretim döneminde kazandığıma inanıyorum.
Ve İstanbul Tıp Fakültesi. 1973’te girdim. Ülkemizin karışık bir dönemine rastlamış olsak da güzel ve zevkli bir öğrencilik hayatım oldu. Bir grup arkadaşımla ilk kez yurtdışında staj yapma girişimini gerçekleştirdik. Bizden sonra yıllarca devam eden bu organizasyonla bazı önemli stajlarımı İsviçre'de yaptım. 1979 yılında mezun oldum. Meslek hayatımın en uzun, en güzel ve mutluluk verici bölümünü geçirdiğim bu benzersiz kurumda aynı yıl Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı'nda uzmanlık eğitimime başladım. Lisemden sonra hayatımın devamını belirleyen ve şekillendiren, bana bilgi, deneyim, kendine güven ve vizyon kazandırarak bugünlere getiren, değerli ve sevgili kliniğimdir.
Uzmanlık eğitimimi, bir bölümünü Almanya'da hazırladığım "Kalça Cerrahisinde Yüzey Değiştirme Artroplastisi" adlı tezimle 1984 yılında tamamladım. Haydarpaşa Askeri Hastanesi’nde askerlik, Taksim İlkyardım Hastanesi’nde zorunlu hizmet görevlerimi yaparak Mart 1988’de İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’nda uzman olarak göreve başladım. Uzman olarak çalıştığım sırada değişik dönemlerde Almanya, Fransa ve Amerika'nın önemli kliniklerinde ortopedi ve travmatolojinin değişik alanlarında, özellikle de kalça ve diz artroplastisi konusunda çalışmalar yaptım.
Doçentlik öncesi bir dönem yurtdışı çalışması uygun olacaktı; yakın bir arkadaşım orada çalıştığı için Viyana Üniversitesi’ni seçtim. Bu şekilde mesleki hayatımın bundan sonraki bölümünü belirleyecek olan kemik ve yumuşak doku tümörleri ile tanışmış oldum. Bu konuda kural koyucu, sistem kurucu ve uygulayıcı olarak dünyada en önde gelen isimlerden olan Prof. Rainer Kotz ile çalışarak gerekli eğitimi aldım.
2 Ekim 1990’da doçent oldum. Bu tarihten sonra ağırlıklı olarak ortopedik onkoloji alanında çalışmalarıma devam ettim. Değişik zamanlarda, dünyanın çeşitli bölgelerinde, bu konunun merkezi olan önemli kliniklerde bilgi ve görgü arttırıcı çalışmalar yaptım. Ortopedik onkolojinin ulusal ve uluslararası tüm toplantılarına düzenli ve aktif olarak katılmaktayım.1996 yılında profesör oldum. Her gün artan yoğunluktaki toplantılar, kurslar, konuşmalar, fellow eğitim programları, yayınlar, sözlü ve yazılı paylaşımlarla ortopedik onkoloji konusundaki bilgi ve deneyimlerimi meslektaşlarıma ve hastalarıma aktarmaya çalışıyorum. 2002 yılında 4. Türk Muskuloskeletal Tümör Birliği Kongresi’nin başkanlığını yaptım. Türk Kas İskelet Sistemi Tümörleri Birliği (TMTS), Uluslararası Uzuv Kurtarıcı Girişimler Birliği (ISOLS), Kas İskelet Tümörleri Birliği (MSTS), Avrupa Kas İskelet Sistemi Onkolojisi Birliği (EMSOS), Asya-Pasifik Kas İskelet Sistemi Tümörleri Birliği (APMSTS), Uluslararası İskelet Cemiyeti (ISS) üyesiyim.
2016 yılında İstanbul Tıp Fakültesindeki görevimden ayrıldım. Hastalarımın tedavisini, çalışma ve eğitim programlarımı yoğun şekilde kendi özel birimimde sürdürmekteyim. Ortopedik onkolojinin en üst düzey ve farklı tedavi yöntemlerini içeren, tamamı elektronik ortamda kayıtlı ve sayısı her gün hızla artan (yaklaşık 6000 vaka) bir vaka arşivi oluşturdum. Yerli ve yabancı çok sayıda sözlü ve yazılı çalışmam var. JOLS (Journal of Limb Salvage) isimli dergimiz yayın hayatına başlıyor.
Belirli bir genetik yapı ile doğan insan, ailesinden, içinde yaşadığı ortamdan, ilişki kurduğu kişilerden ve çeşitli çevresel faktörlerden etkilenerek şekillenir. Beni şekillendiren bu faktörlerden ikisi çok önemli: eğitim hayatım ve doğayla ilişkim. Bu ikili, hep birbiri ile bağlantılı ve birbirini etkileyerek yürüdü, ilerledi. Eğitim, aile ve çevre ile başladı. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite, akademik eğitim, profesörlük, hocalık derken hala devam ediyor ve edecek. Doğa ile ilişkim, çocuklukta dereden balık, ağaçtan kuş tutarak, balkonda çiçek, bahçede fidan yetiştirerek başladı. Zaman ve olanakların elverdiği oranda artarak devam etti. Çeşit çeşit balık, ender bulunan kuş türleri, ulaşabildiğim bir çok çeşit çiçek ve özellikle de güllerim, beslediğim, yetiştirdiğim, onlarla beraber olmaktan büyük mutluluk duyduğum doğa parçaları. Sıkıldığım, zorlandığım, bunaldığım her anda beni rahatlatan ve artan bir gayret ve heyecanla devam etmemi sağlayan enerji kaynaklarım. Ama daha önemlisi doğadan ve bu ilişkilerden gördüklerim ve öğrendiklerim, hayatımı ve mesleğimi etkileyen, geliştiren ve şekillendiren unsurlar. Onlardan öğrendiğim pek çok şeyi mesleğimde uyguluyorum, mesleğimin bana sağladığı olanaklardan da elimden geldiğince doğanın bu armağanlarına ulaşmakta yararlanıyorum. Evli ve iki erkek çocuk babasıyım. Çok iyi seviyede Almanca ve iyi seviyede İngilizce bilirim.
Prof. Dr. Harzem Özger
- “Ben kimim?”.
Bugüne kadar hazırladığım özgeçmişler, kimlik bilgilerimi, eğitim durumumu, bilimsel özelliklerimi içeriyordu. Ancak kim olduğum sorusunu kendime sorduğumda aldığım cevap, bu bilgilerden çok daha farklı, çeşitli ve renkliydi. Ben de kendimi tanıtma yazısını bu cevaba dayanarak yazmaya karar verdim.
Subay bir baba ve öğretmen bir annenin ilk çocuğu olarak 7 Ocak 1955’te Trabzon'da doğdum. Beş yaşında ayrıldığım Trabzon'u seneler sonra, üniversite öğrencisi iken tekrar gördüm. Ancak aile büyüklerimiz, orada olmasalar da gerçek Karadeniz adetlerini uzun yıllar yaşatmaya devam ettiler ve ben de bu eğitim ve öğretimden payımı aldım.
Asker ailelerinin tümü gibi biz de uzun yıllar ülkemizin değişik yörelerini dolaştık. İlkokulun 1., 2. ve 3. sınıflarını aynı sınıfta bir arada okudum; 4. sınıfın ilk, 5. sınıfın 2. yarısında ise sınıf öğretmenim yoktu. Çok okuyan bir anne - babanın çocuğu idim ve bu da eğitimime hep olumlu yansıdı. Eğirdir de başladığım ilkokulu Demirköy Merkez İlkokulu’nda bitirdim.
Bir gün postadan beyaz kaplı, kalınca bir kitap çıktı. İstanbul'dan teyzem göndermişti ve üstünde "kolejlere giriş için test soruları" gibi bir şey yazıyordu. Kolej ve test kelimelerini ilk kez o zaman duydum. Tabiata, hayvanlara ve bitkilere kendimi bildim bileli çok ilgi duymaktaydım. Bu nedenle, “Resimli Bilgi” isimli dergiye abone idim. Yayın tarihinden 1 ay sonra ulaşsa da dört gözle bekler ve defalarca okurdum. Oradan edindiğim bilgiler ve gelen test kitabının desteği ile 1967 yılında İstanbul Erkek Lisesi sınavını kazandım ve 7 yıl sürecek yatılı okul eğitimim başladı.
Hayatımı en fazla etkileyen ve şekillendiren bölümün, İstanbul Erkek Lisesi, oradaki Türk ve Alman öğretmenlerim, gerçek ve değişmez dostluğu paylaştığım arkadaşlarım ve yatılı hayat olduğunu düşünüyorum. Doğru ve güçlü bilgi ile altı doldurulmamış davranışların geçersizliğini, sorumluluk bilincini, üstlenilen görevin en iyi şekilde yerine getirilmesi gerektiğini, başarıda akılla yönetilen hırsın önemini ve değişen şartlara rağmen her zaman ayakların üzerinde kalma gayretini, orada geçirdiğim eğitim ve öğretim döneminde kazandığıma inanıyorum.
Ve İstanbul Tıp Fakültesi. 1973’te girdim. Ülkemizin karışık bir dönemine rastlamış olsak da güzel ve zevkli bir öğrencilik hayatım oldu. Bir grup arkadaşımla ilk kez yurtdışında staj yapma girişimini gerçekleştirdik. Bizden sonra yıllarca devam eden bu organizasyonla bazı önemli stajlarımı İsviçre'de yaptım. 1979 yılında mezun oldum. Meslek hayatımın en uzun, en güzel ve mutluluk verici bölümünü geçirdiğim bu benzersiz kurumda aynı yıl Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı'nda uzmanlık eğitimime başladım. Lisemden sonra hayatımın devamını belirleyen ve şekillendiren, bana bilgi, deneyim, kendine güven ve vizyon kazandırarak bugünlere getiren, değerli ve sevgili kliniğimdir.
Uzmanlık eğitimimi, bir bölümünü Almanya'da hazırladığım "Kalça Cerrahisinde Yüzey Değiştirme Artroplastisi" adlı tezimle 1984 yılında tamamladım. Haydarpaşa Askeri Hastanesi’nde askerlik, Taksim İlkyardım Hastanesi’nde zorunlu hizmet görevlerimi yaparak Mart 1988’de İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’nda uzman olarak göreve başladım. Uzman olarak çalıştığım sırada değişik dönemlerde Almanya, Fransa ve Amerika'nın önemli kliniklerinde ortopedi ve travmatolojinin değişik alanlarında, özellikle de kalça ve diz artroplastisi konusunda çalışmalar yaptım.
Doçentlik öncesi bir dönem yurtdışı çalışması uygun olacaktı; yakın bir arkadaşım orada çalıştığı için Viyana Üniversitesi’ni seçtim. Bu şekilde mesleki hayatımın bundan sonraki bölümünü belirleyecek olan kemik ve yumuşak doku tümörleri ile tanışmış oldum. Bu konuda kural koyucu, sistem kurucu ve uygulayıcı olarak dünyada en önde gelen isimlerden olan Prof. Rainer Kotz ile çalışarak gerekli eğitimi aldım.
2 Ekim 1990’da doçent oldum. Bu tarihten sonra ağırlıklı olarak ortopedik onkoloji alanında çalışmalarıma devam ettim. Değişik zamanlarda, dünyanın çeşitli bölgelerinde, bu konunun merkezi olan önemli kliniklerde bilgi ve görgü arttırıcı çalışmalar yaptım. Ortopedik onkolojinin ulusal ve uluslararası tüm toplantılarına düzenli ve aktif olarak katılmaktayım.1996 yılında profesör oldum. Her gün artan yoğunluktaki toplantılar, kurslar, konuşmalar, fellow eğitim programları, yayınlar, sözlü ve yazılı paylaşımlarla ortopedik onkoloji konusundaki bilgi ve deneyimlerimi meslektaşlarıma ve hastalarıma aktarmaya çalışıyorum. 2002 yılında 4. Türk Muskuloskeletal Tümör Birliği Kongresi’nin başkanlığını yaptım. Türk Kas İskelet Sistemi Tümörleri Birliği (TMTS), Uluslararası Uzuv Kurtarıcı Girişimler Birliği (ISOLS), Kas İskelet Tümörleri Birliği (MSTS), Avrupa Kas İskelet Sistemi Onkolojisi Birliği (EMSOS), Asya-Pasifik Kas İskelet Sistemi Tümörleri Birliği (APMSTS), Uluslararası İskelet Cemiyeti (ISS) üyesiyim.
2016 yılında İstanbul Tıp Fakültesindeki görevimden ayrıldım. Hastalarımın tedavisini, çalışma ve eğitim programlarımı yoğun şekilde kendi özel birimimde sürdürmekteyim. Ortopedik onkolojinin en üst düzey ve farklı tedavi yöntemlerini içeren, tamamı elektronik ortamda kayıtlı ve sayısı her gün hızla artan (yaklaşık 6000 vaka) bir vaka arşivi oluşturdum. Yerli ve yabancı çok sayıda sözlü ve yazılı çalışmam var. JOLS (Journal of Limb Salvage) isimli dergimiz yayın hayatına başlıyor.
Belirli bir genetik yapı ile doğan insan, ailesinden, içinde yaşadığı ortamdan, ilişki kurduğu kişilerden ve çeşitli çevresel faktörlerden etkilenerek şekillenir. Beni şekillendiren bu faktörlerden ikisi çok önemli: eğitim hayatım ve doğayla ilişkim. Bu ikili, hep birbiri ile bağlantılı ve birbirini etkileyerek yürüdü, ilerledi. Eğitim, aile ve çevre ile başladı. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite, akademik eğitim, profesörlük, hocalık derken hala devam ediyor ve edecek. Doğa ile ilişkim, çocuklukta dereden balık, ağaçtan kuş tutarak, balkonda çiçek, bahçede fidan yetiştirerek başladı. Zaman ve olanakların elverdiği oranda artarak devam etti. Çeşit çeşit balık, ender bulunan kuş türleri, ulaşabildiğim bir çok çeşit çiçek ve özellikle de güllerim, beslediğim, yetiştirdiğim, onlarla beraber olmaktan büyük mutluluk duyduğum doğa parçaları. Sıkıldığım, zorlandığım, bunaldığım her anda beni rahatlatan ve artan bir gayret ve heyecanla devam etmemi sağlayan enerji kaynaklarım. Ama daha önemlisi doğadan ve bu ilişkilerden gördüklerim ve öğrendiklerim, hayatımı ve mesleğimi etkileyen, geliştiren ve şekillendiren unsurlar. Onlardan öğrendiğim pek çok şeyi mesleğimde uyguluyorum, mesleğimin bana sağladığı olanaklardan da elimden geldiğince doğanın bu armağanlarına ulaşmakta yararlanıyorum. Evli ve iki erkek çocuk babasıyım. Çok iyi seviyede Almanca ve iyi seviyede İngilizce bilirim.
Prof. Dr. Harzem Özger